Zimmet Suçu

Kamu görevlisi tarafından, görevi itibari ile kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimle yükümlü olduğu malı kendi veya bir başkasının zimmetine geçirmesi ile zimmet suçu vücut bulmaktadır. Zimmet Suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler başlıklı 4. Kısmında, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar kapsamında madde 247 uyarınca düzenleme altına alınmıştır. Kanun lafsından anlaşılacağı üzere zimmet suçu özgü suçlardan olup yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmekte, bu suçun faili yalnızca kamu görevlileri olabilmektedir. Her ne kadar 5237Sayılı Ceza Kanununda “Yüz kızartıcı suç” başlığı altında düzenlenmiş bir suç kategorisi yoksa da genel nitelendirilme şekliyle zimmet suçu yüz kızartıcı suçlar arasında sayılmaktadır. Bu nedenle ceza kanunca düzenlenen müeyyidesinin yanı sıra, 657 sayılı Devlet Memurları kanununca  bu suç itibariyle alınmış olan ceza ile birlikte kişinin devlet memurluğu ile ilişiği kesileceği ve memuriyetine son verileceği gibi kişi eğer memur adayı ise adaylık işlemleri de sonlandırılacaktır. Yine 3269 sayılı uzman erbaş kanununa göre de zimmet suçu katolog suçlar arasında yer almakta olup sözleşme fesih nedeni olarak düzenlenmiştir. Nitekim, zimmet suçunun cezai müeyyidesinin yanı sıra mesleki açıdan ağır yaptırımları mevcuttur.

1.ZİMMET SUÇUNUN HUKUKİ KONUSU

Zimmet Suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Dördüncü Kısmında,  Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler kapsamında , Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar Başlıklı 1. Bölümde, 247. Maddesinde  detaylıca düzenlenmiştir.

Zimmet başlıklı 247. Maddeye göre;

“ (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.” şeklinde  kanun koyucu tarafından düzenleme altına alınmıştır.

Bu şekilde, zimmet suçunun temel haliyle kamu görevlisi tarafından kendi sorumluluğuna bırakılan bir malın kendi veya bir başkasının himayesine geçirilmesiyle suç oluşmaktadır. Bu şekilde zimmete geçirilen mal üzerinde tasarruf imkanı sağlanarak malın kullanılması veya başkasının üzerine geçirilmesi suçun oluşması açısından farklılık arz etmeyecektir. Ayrıca suçun daha az ve daha fazla cezayı gerektiren nitelikli halleri de kanun maddesinde yerini almıştır.

2.ZİMMET SUÇUNDA HUKUKİ AÇIDAN KORUNAN DEĞER

Bahsi geçtiği üzere zimmet suçu yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmektedir. Kamu görevlileri, görevleri sırasında, dürüstlük kurallarınca, mesleğin gerekleri çerçevesinde, toplum güvenine yaraşır bir şekilde görevlerini icra etmelidirler. Bu durumun aksi oluşması halinde toplum tarafından devlete ve kamuya duyulan güven zedelenmiş olacaktır ki burada kanunlar devreye sokularak söz konusu durumun oluşmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Kanun başlığından da anlaşılacağı üzere zimmet suçu ve cezası düzenlenirken kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi bağlamında bir güvence yaratılmış olup düzenlenen zimmet suçuyla,  toplumun kamu görevlilerine karşı duyduğu güven koruma altına alınmıştır. Nitekim kamu görevlisine duyulan güvenin yansıması ise devlete olan güveni yaratmaktadır. Kamu idaresine duyulan güvenin zedelenmesi devlete olan güveni zedeleyeceğinden devletin güvenilirliği ve davamı ve hukuki istikrarı adına bu yönde bir koruma sağlanmıştır.

3.ZİMMET SUÇUNUN UNSURLARI

Zimmet suçunun maddi ve manevi unsurları şu şekildedir:

3.1 Zimmet Suçunun Maddi Unsurları

Zimmet suçunun maddi unsurlarını, fail, mağdur, suç konusu ve fiil oluşturmaktadır.

3.1.1 Fail

Zimmet suçu yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmesi nedeniyle özgü suç kapsamındadır. Bilindiği üzere özgü suç belirli bir kesim tarafından işlenebilen suçların genel tanımını oluşturmaktadır. Bu kapsamda kamu görevlisinin ne olduğuna bakmak gerekirse; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiye kamu görevlisi denilmektedir. Zimmet suçunun faili yalnızca kamu görevleri olacağından kamu görevlisi olmayanlar tarafından TCK Madde 247 maddesinde belirtilen fiilin işlemesine iştirak edilmesi halinde kişi zimmet suçuna azmettirme veya yardım etme kapsamında yargılanacaktır.

  1. Ceza Dairesi 2018/4775 E. ,  2021/237 K.  sayılı kararında;

“5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesi uyarınca özgü suç niteliğindeki zimmet suçunda ancak özel faillik niteliği taşıyan kişilerin fail olabilmesi ve bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulmasının mümkün olması karşısında; sanık … yönünden azmettiren olarak cezai sorumluluğuna gidilebilmesi için zimmet eylemine ne şekilde katıldığının açıkça tespit edilmesinde zorunluluk bulunduğu, azmettirmenin, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanması olarak kabul edilmesine göre özgü suç failinde zimmet iradesi yokken başkası tarafından zimmet eyleminin gerçekleştirilmesi yönünden teklifte bulunulmadığı sürece fiilin azmettirme olarak nitelendirilemeyeceği, kooperatif yönetiminde yer alan özgü suç faili sanıklarla aralarındaki ilişki açıkça tespit edilemediği müddetçe bu durumdaki faillerin yardım eden olarak sorumlu tutulması gerektiği, dosya kapsamına göre …. Konut Yapı Kooperatifinin başkanı olan …’nın adı geçen kooperatifin faaliyetleri için arsa arayışı üzerine emlakçılık yapan ve arkadaşlığı bulunan sanık …’ın 12/03/2007 tarihinde 38.500,00 TL’ye aldığı Kayseri İli …. Mahallesi 24 pafta 3348 parselde bulunan taşınmazın kooperatife satılması konusunda adı geçenle anlaştığı, 05/08/2008 tarihinde taşınmazın 45.500,00 TL bedelle sanık …’a satıldığı, 18/08/2008 tarihinde ise bu kişi tarafından 1.075.000,00 TL’ye kooperatifi temsile yetkili olan … ve …’ın imzasını taşıyan belgelerle kooperatife satışının yapıldığı, akabinde kooperatife ait çeklerle satın alma bedelinin …’a ödendiği, suç tarihi itibarıyla taşınmazın gerçek değerinin 193.383,93 TL olduğu, hükme esas alınan itibara değer 03/02/2012 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taşınmazın satış değerinden gerçek değerinin çıkarılması sonucu tespit edilen 880.616,07 TL’nin sanık … tarafından mal edinildiği kabul edilen somut olayda; sanık …’ın eyleminin dinlenen tanık beyanlarına, sanık savunmalarına ve dosya kapsamına göre azmettiren olarak kabulüne yeterli delil bulunmadığı ve zimmet suçuna yardım etme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” bozma nedeni olarak kabul edilmiştir.

3.1.2. Mağdur

Yukarıda bahsedildiği üzere zimmet suçunda korunan hukuki değer kamu idaresinin güvenilirliği, kamu görevlisine duyulan güvendir. Bu nedenle suçun mağduru da kamu idaresine güven duyan toplumu oluşturmaktadır. Bunun yanında suçun konusu olan mal özel olarak bir şahsa aitse burada o kişinin de özellikle suçun mağduru olduğundan bahsedilebilecektir. Zimmet suçunda  suçtan zarar gören ise devlet tüzel kişiliği olacaktır.

3.1.3. Suç Konusu

Zimmet suçunun tanımına bakıldığında anlaşılacağı üzere zimmet suçunun konusu kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulundurduğu maldır. Kamu görevlisinin görevi sebebiyle devredilen mal üzerinde bu devri kabule yetkili kılınmış olması gerekmektedir. Kamu görevlisi görevinin gerektirdiği üzere malın zilyetliğini teslim alma hususunda özel olarak görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş olmalıdır. Yine kamu görevlisinin mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunduğu hallerde ilgili fiilin gerçekleşmiş olması durumunda da zimmet suçu oluşmaktadır. Koruma ve gözetim yükümlülüğü, kamu görevlisinin görevi gereği hakimiyeti içerisindeki malların genelidir. Kamu görevlisince, zilyetliğinde bulunmayan ya da koruma ve gözetim yükümlülüğü altında olamayan bir malın  himayesine geçirilmesi bu suça vücut vermeyecektir.

3.1.4.Fiil

Zimmet suçunun oluşmasına sebebiyet veren fiil zimmete geçirme durumudur. Zimmete geçirme ile mal üzerinde malik gibi tasarruf edebilme imkanı doğmaktadır.  Söz konusu fiilin  failce doğrudan kendi adına yapılması da üçüncü kişi hesabına yapılmış olması da suçun oluşması için yeterli olmaktadır. Her iki durumda da zimmet suçu oluşmaktadır. İlgili madde kapsamında tasarrufa geçirmenin ne şekilde olacağı özellikle düzenlenmemiş, tahdidi olarak belirtilmemiştir. Bu sebeple zimmet suçu serbest hareketli suçlar kapsamındadır. Ezcümle, zimmete geçirme işlemi sonucunda malın kullanılması, başkasına devredilmesi veya başka şekilde tasarrufta bulunulması suçun oluşumu açısından farklılık oluşturmayacaktır.

3.2. Zimmet Suçunun Manevi Unsurları

Zimmet suçu kasten işlenen suçlar arasındadır. TCK 247. Maddesi kapsamında taksirli hali düzenlenmediğinden taksirle işlenmesi mümkün değildir. Zimmet suçunun oluşabilmesi ancak zimmete geçirme kastının bulunması halinde mümkündür. Bu nedenle özel kastın mevcudiyeti fiilde gereklidir. Ancak bazı hallerde zimmet suçunun olası kastla da işlenebilmesi mümkündür.

4.ZİMMET SUÇUNUN CEZASI

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 247.maddesi uyarınca zimmet suçunun işlenmesi halinde fail beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile tezciye edilmektedir. Ancak kanun kapsamında cezanın daha az ve daha fazla olmasına ilişkin nitelikli halleri düzenlenerek kanunda yerini almıştır.

5.ZİMMET SUÇUNDA CEZANIN ARTIRILMASINA SEBEP OLAN NİTELİKLİ HALLER

TCK 247/2 maddesince suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Kamu görevlisi tarafından işlenmiş olan zimmet suçunun ortaya çıkmasını önlemek yönelik yanıltıcı eylemler içerisine girilmesi cezanın artırılmasına neden olan nitelikli hal kapsamındadır. Bu şekilde ilgili fiilin anlaşılması önlenmek istenmekte ve suça ilişkin delillerin ele geçirilmesi ihtimaline karşı hileli davranış içerisine girilmektedir.

  1. Ceza Dairesi 2018/4797 E. ,  2020/4597 K. Kararında görüleceği üzere;

“Katılan banka vekilinin sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz istemine ilişkin olarak yapılan incelemede; Katılan banka vekilinin ve sanık müdafiinin; sanık hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerine ilişkin olarak yapılan incelemede; Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarına göre tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından; Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet, Mudiyi yanıltarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanılıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekilerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet, Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atılmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır. Dairemizce yapılan incelemede mudi …’nın banka nezdinde imza kartonu bulunmadığından sanığın mudi yerine sahte imza atması eylemlerinin basit zimmet kapsamında kaldığının anlaşıldığı, mudi … yönünden de sahte imzaların tek tek değerlendirilerek basit zimmet ya da nitelikli zimmet kapsamında kaldığının tespiti ile 3 katı uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilmesi gereken eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen zarar miktarının da hesaba katılması gerektiği hususunun gözetilmemesi,

Zimmet miktarı ve yasada öngörülen cezanın üst sınırı gözetilerek, daha yüksek miktardaki zimmet eylemi nedeniyle kişilere verilebilecek cezaya göre hakça artırım yapılması gerekirken orantılılık, adalet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacak şekilde teşdit uygulaması yapılarak fazla ceza tayini,Adli para cezasının tayini yönünden; 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinde yer alan “hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına” ilişkin düzenleme uyarınca, üç katı uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen zarar miktarının dikkate alınacağı cihetle, 3 katı uygulamasında tüm eylemlerin nitelikli zimmet olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

Yasaya aykırı, katılan banka vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/l. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.

6.ZİMMET SUÇUNDA CEZADA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLER

Türk Ceza Kanununun Daha Az Cezayı Gerektiren Hal başlıklı 249. Maddesi uyarınca, “Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.” zimmete geçirilen malın değeri oranında cezai indirim uygulanacağı düzenlenmiştir.  Burada hakime fail için ceza oranında indirim yapma zorunluluğu doğmuş olup bu durumda hakime takdir yetkisi tanınmamıştır.

  1. Ceza Dairesi 2015/10743 E. ,  2019/5759 K. Sayılı Kararında

Sanığın zimmet suçuna yardım ettiği … hakkında zimmet suçuna teşebbüsten kurulan mahkumiyet hükmünde zimmet miktarının değerinin azlığı nedeniyle TCK’nın 249. maddesi uygulandığı halde, sanık hakkında da TCK’nın 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,” Bozma nedeni olarak kabul edilmiştir.

KULLANMA ZİMMETİ

Kullanma zimmeti, TCK 247. Maddesi, 3. Fıkrasında düzenlenmiş olup, “Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.” şeklinde cezayı hafifletici bir neden olarak ele alınmıştır.

Kullanma zimmeti, suçun faili olan kamu görevlisinin kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetim yükümlülüğü kendisinde olan suça konu malı bir süre kullandıktan sonra iade etmesiyle oluşmaktadır.  Kullanma zimmeti başkaca bir suç olmayıp yalnızca cezada indirim nedeni olarak kanunda düzenlenmiştir. Kullanma zimmeti suçunda ceza indirimi kapsamında hakime tanınan bir takdir yetkisi mevcuttur. Hakim ceza tayini yaparken cezada indirime gidebileceği gibi takdirine bağlı olarak cezada indirime gitmeyedebilir.

8.ZİMMET SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK

Etkin pişmanlık hükümleri zimmet suçu bağlamında ayrıca düzenlenmiş olup TCK Madde 248 e göre,

“(1)  Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.

(2)Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.

Görüldüğü üzere, zimmet suçunda zimmete geçirilen malın iadesi veya uğranılan zararın tazmin edilmesi yalnızca cezada indirime gidilmesini gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Burada fail gönüllülük esaslı olarak, pişmanlık duygusuyla iade veya tazmin yoluna gitmektedir.

9.657 SAYILI DEVLET MEMURLUĞU KANUNU KAPSAMINDA ZİMMET SUÇU

657 sayılı devlet memurluğu kanununun 48. Maddesinde memurluğuna alınacak kişilerde aranan şartlar düzenlenmiş olup 5. Fıkrasında düzenlendiği üzere; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile bazı suçların memuriyete engel olacağı düzenlenmiştir. Zimmet suçu da bu suçlar kapsamında yer almakta olup, memuriyete engel oluşturmaktadır. Yine zimmet suçundan ceza alan memur 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125.Maddesine göre devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılır.

Belirtildiği üzere, zimmet suçundan alınmış olan bir ceza memuriyete engel teşkil ederek memurluk sıfatının kaybedilesine neden olmaktadır. Ancak kişinin işlemiş olduğu fiil neticesinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması veya beraat kararı almış olması bu bağlamda memurluğa engel bir durum oluşturmayacaktır.

10.ZİMMET SUÇUNUN UZMAN ERBAŞLIĞA ETKİSİ

Zimmet suçu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, başarı gösteremeyenler ve ceza alanlar başlıklı 12. Maddesince katalog suçlar içerisinde yer almıştır. Bu bakımdan katalog suçlardan ötürü verilen ceza, ertelense, seçenek yaptırımlara çevrilse, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilse veya affa uğrasa dahi kişi uzman erbaş olamayacak, uzman erbaş ise sözleşmesi feshedilecektir. Bu sebeple kişi hakkında zimmet suçundan verilen yukarıdaki kararlar uzman erbaş olmasına engel teşkil edecektir.

11.ZİMMET SUÇUNDA ZAMANAŞIMI

Zimmet suçu topluma karşı işlenen bir suç olması nedeniyle şikayete tabi olmayan suçlardandır. Bu nedenle savcılık makamınca öğrenilmesinden itibaren şikayete gerek olmaksızın soruşturma başlatılabilmektedir.

Zimmet suçunda dava zaman aşımı süresi 15 yıl olup suçun işlendiğinin savcılığa bildirilmesi ile bu süre içerisinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmektedir. Bu süre içerisinde soruşturma ve kovuşturma yapılmamışa veyahut devam eden kovuşturma 15 yıl içerisinde sonuçlanmamışsa suç aleyhine cezalandırılma hakkından vazgeçildiği farz edilmektedir.

12.YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA ZİMMET SUÇU

13.Ceza Dairesi 2013/981 E. ,  2014/4499 K. Sayılı Kararında;

“1512 sayılı Noterlik Kanununun 151. maddesine göre Türk Ceza Kanunu uygulamasında kamu görevlisi sayılan noterlerin bu Kanunun 118. maddesi gereğince noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar dolayısıyla özel kanunları uyarınca ödenmesi gereken ve makbuz karşılığı tahsil ettikleri vergi, resim ve harçlar ile değerli kağıt bedellerini aynı Kanunun 119., daha sonra yürürlüğe giren 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca tahsil ettikleri katma değer vergisini ise anılan Kanunun 46. maddesinde gösterilen sürelerde ilgili vergi dairesine yatırmalarının gerektiği, olay tarihlerinde noter olan sanığın 2007 yılı Ağustos ayına ait 1.713,00 TL katma değer vergisini 26/09/2007 tarihine kadar, Ekim ayına ait 1.354,00 TL katma değer vergisini ise 26/11/2007 tarihine kadar yatırması gerektiği hâlde, söz konusu meblağı hakkında yapılan 08/05/2008 tarihli olağan denetimden önce 02/01/2008 tarihinde gecikmeli olarak yatırdığı, anlaşılmakla bu düzenlemeler karşısında ilgililerinden nakden alıp, beyan ve ödeme için öngörülen zaman aralıklarında muhafaza ederek, doğru ve eksiksiz biçimde Hazineye intikalini teminle görevli olan sanığın eyleminin zincirleme kullanma zimmeti suçunu oluşturacağı, noterlik görevinin niteliği ve suça konu paranın bu görevden dolayı tevdi edilmiş olması nedenleriyle katma değer vergisini ödemeyen diğer serbest meslek erbaplarıyla eş tutulamayacağı ve ödemeden kaçınmanın gecikme zammına neden olmasının da bu durumu değiştirmeyeceği, bununla birlikte sanığın parayı yatırması için başkatip A.. D..’e verdiğine ancak onun da eşinin rahatsızlığı nedeniyle yatırmayı unuttuğuna ilişkin savunmasının bu tanık tarafından da doğrulandığı, bu durumda öncelikle adı geçen tanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasından ve dava açılması halinde dosya ile birleştirilmesinden sonra sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,” karar verilmiştir.

  1. Ceza Dairesi 2014/9284 E. ,  2018/1086 K. Sayılı Kararında;

“Mutemet olan sanığın ödeme listelerinde okulda çalışan öğretmen maaşlarından usulsüz kesintiler yaparak bu kesintileri kendi hesabına aktarmak suretiyle zimmet suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; 02/02/2006 tarihli bilirkişi raporunda zimmet miktarının bazı öğretmenlerin bordrolarına ulaşılamadığı için ilgili aylar hariç tutularak 2.931 TL olarak hesaplandığı, okul müdürü tarafından ise sanığın haksız şekilde 4.222 TL ek maaş aldığına dair tespit yapıldığı, ayrıca müşteki ve katılan öğretmenlerin mutemetlik ücreti adı altında maaşlarından 5 TL kesinti yapılmasına rıza gösterdiklerini beyan ettikleri gözetilerek, bulunamayan bordroların saymanlıktan istenilmesi ve muvafakat edilen miktarların düşülmesi suretiyle zimmet miktarı çelişkisiz ve net olarak belirlendikten sonra suç tarihi itibari ile ekonomik koşullar ve paranın alım gücü nazara alınarak değerinin az olup olmadığı dikkate alınıp sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 249/1. (765 sayılı TCK’nın 219/3) maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,

5252 sayılı Yasanın 9/3 ve CMK’nın 34 ve 230. maddelerine uygun olarak lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Sanığın zimmetine geçirdiği kabul edilen paraları C.Savcılığına yapılan ihbardan sonra, soruşturma aşamasında ödediği nazara alınmadan aynı Yasanın 248/2. maddesinin 1. cümlesi yerine 248/1. maddesinin tatbik edilmesi sonucu sanık hakkında eksik ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA,” karar verilmiştir.

SONUÇ OLARAK; Zimmet suçunun ağır yaptırımları ve sonuçları bir avukatla çalışması büyük önem arz etmektedir. Eğer siz de böyle bir suçlama ile karşı karşıya iseniz en yakın zamanda bir avukat desteği almanızı tavsiye ederiz

Memur Davalarına Bakan Avukatlar Ankara, Polis Davalarına Bakan Avukatlar, Kamu Davalarına Bakan Avukatlar, Ankara İdari Dava Avukatları, Ankara İdari Dava Avukatı, İhraç Davalarına Bakan Avukatlar Memur Avukatı Ankara, Memur Suçları Avukatı, Ankara İdari Dava Avukatı
Whatsapp Hattı
Bize Ulaşın